10 Aralık 2022 Cumartesi

BİRİ EVLİLİK Mİ DEDİ?




ESSELAMÜN ALEYKÜM VE RAHMETULLAH

Öncelikle söze evli değilim demek ile başlıyorum.  Evli olmayan yada evlilik yolunda olmayan birine göre dışarıdan görüşlerimi aktarmak istiyorum. Belki evli bir çok kişi bana sen evlen sonra konuşalım diyecek ama yine de çok rahatsız olduğum bazı durumları söylemek istiyorum. Belki farkında olmayan insanlar vardır da bu acizin yazısı vesile olur.

Konuya nereden başlasam diye düşünüyorum da vallahi neresinden tutsam elimde kalıyor.Eskiden insanlar erken evlenirlermiş. Günümüzde tabi buna çok karşı olan bir çok insan var biliyorum ama yine de eskiden öyleymiş işte. O insanlara baktığımda,günümüze taş gibi evlatlar yetiştirmişler. Biraz geriye bakarsak bunun böyle olduğunu yaşı benden büyük insanlar daha iyi göreceklerdir.
O zamanlar aza kanaat getirme gibi bir durum varmış yani ben öyle analiz ettim. Fakat şimdi farkında mısınız iki kişi evlilik kararı aldığı saniyeden itibaren borç bataklığı ile yüzleşiyorlar.
Tüm herşeyin en iyisi olmalı,her gün mü evleniyoruz canım,bir kere olsun tam olsun,benim diğerlerinden ne eksiğim var hem elalem ne der sonra...

Bu sözleri o kadar çok ama o kadar çok duyuyorum ki. Peygamber zamanında puta tapıyorlar  diye hepimiz illaki ayıplamış hatta bazen akıl sır erdirememişizdir.
Fakat bakıldığı zaman bizimde taptığımız bi elalem ne der putu var.
Hiç kusuruma bakmayın maalesef öyle. Bana kıza bilirsiniz fakat attığımız her adımda elalem ne der diye yaşamıyor muyuz? Neyse...
Hadi gelin bakalım şimdi: iki kişi evlenecek Aileler tanışıyor vs. Söz oluyor olmasına ama ona da özel organizasyon gerekiyor eğer olmazsa olmaz,eskiden yoktu yani en azından söz için gerekli bişey yoktu ama şimdi hiç değilse bi arka plan şart.
Nişan,kına,düğün ve tabi ki hepsi için özel kıyafet ve tabi ki olmazsa olmaz kuaför zorunluluğu var.Bakın kardeşler böyle yazıyorum diye geri kafalı değilim,ben karşı olduğum için değil sadece birazdan yazacağım şeylere göre bunları söylüyorum. Bunların hepsi zaten dünya para.
Daha sonra en güzel mobilyalar alınmalı,sonuçta bir kere evleniyoruz.
Paramız zaten yetmeyecek biz bunu biliyoruz ama yine de en güzeli olmalı... nasıl olsa kredi çeker yavaş yavaş öderiz öyle değil mi!
Buraya güvenilerek atılan adımların sonrasında siz ne huzur bekleyin ne de mutluluk.
Kredi çekmek faiz ödemek bizzat Allah ve Rasulüne savaş açmaktır.
Helal bir işe haram bulaşırsa orada Allahın rahmetini arama hiç boşuna.
Şeytan ne güzel oyalıyor değil mi? ne de güzel kandırıyor bizleri. Evlenen kişi imanının yarısını kurtarmıştır diye müjdeledi Efendimiz. Peki sormak istiyorum şeytan böylesi mübarek bir olaya el atmadan durur mu? İmanının yarısı ne demek biraz bunu anlıyor muyuz?
Tamam tamam devam edelim. Krediler çekildi ev döşendi ve daha sonra düğün.
Şimdi öncelikle eskiden babalar yada anneler kızına eşini alttan almasını,eşine hürmet göstermesi gibi bazı durumları altın nasihatler şeklinde yaparlardı. Durum Günümüzde nasıl peki?

- Aman haaa, kızım sakın kendini ezdirme!
- Altta kalma,üstün olmayı bil!
- O bir söylerse iki söyle vs.vs.

Öncelikle büyüklerime şunu söylemek istiyorum lütfen sakin olun. Kızınız savaşa çıkmıyor ve onu savaşa hazırlamıyorsunuz.
Hiçbir şey bilmeyen kıza bunları söylediğinde ne olur? Aynennnn uygular.
Yuvayı dişi kuş yapar sözünü ben buralara kadar dayandırıyorum. Bir taraf ateş iken diğer tarafın su olması gerektiğini benden daha iyi bilirsiniz ama ne yazık ki yıllardır evli olan insanların telkinleri bunlar...
Yığınla borç yapıldı ve evlenen çocuk ömrünü borç ödemek ile geçirecek.
Şimdi kardeşler duruma bi erkek tarafından bakmak istiyorum.
Belki de korkuyordu ama yine de hadis-i şerife nail olmak için,yuva kurmak için, hayatını düzene sokmak için evlenmek istedi.
Önünde Yığınla borç ile karşılaştı. Belki de daha önce hiç sorumluluk almamıştı ve belki de aile nasıl geçinir yeni öğrenecekti.
Ama tüm bunları görmeden sadece kızımız gelen misafirlere hava atsın diye tüm borca değdi değil mi? 
Kusura bakmayın ama bunları yaptıktan sonra neden daha 4.ayını bitirmeden boşanma kararı alınıyor diye düşünmeyeceksiniz. Neden yeni evli oldukları halde her gece kavga ettiklerini sorgulamayacaksınız.
Zaten kredi gibi büyük bir harama imza atarak girildi o eve,nasıl bir hayr bekliyorduk ki?

Evlilik neydi biz unuttuk...
Eş olmak neydi biz unuttuk...
Allah rızasını gözetmek neydi biz unuttuk...
Biz çok şeyi unuttuk ama en çokta insan olduğumuzu unuttuk...

Fani bir dünyada yaşarken bu kadar buraya meyletmemiz çok kanıma dokunuyor.
Gelinin kolunda 10 tane bilezik oldu masAllah ne kadar da güzel!!!
Fakat o esnada eşi borç ödeyecek diye gece gündüz çırpınıyor.
Ama olsun canım yine de eve gelenler öyle kızı görünce gözleri kalıyor herkes onların ne kadar güzel evliliği olduğundan bahsediyor.
Kardeşler, ben dediğim gibi evli değilim ama vallahi gördükçe korkuyorum.
6lı tabak olmaz,kesinlikle 24lü olmalı.
Namaz dahi kılınmayan eve 10 tane seccade diye şart koşuluyor çeyizde.
Ah o çeyiz! aslında neler kullanılmıyor da sırf gelenlere gösterilecek diye 30 tane aldırılıyor hepsinden.
Bu yazıyı kimler okur bilemiyorum. Belki benim gibi bekarlar,belki de evli olanlar yada evlilik yolunda olanlar.
Kalkıp nasihat verecek durumda elbette değilim fakat evliliği kolaylaştırın.
Büyükler örf,adet diye diye çok şey istiyor biliyorum ama ne olur o evde eşin ile sen yaşayacaksın bunu gör ve o şekilde karar ver. Sen gündüz çeşitli sunumlar ile masa hazırlayıp hava atarken eşin akşam perişan geldiğinde ona bakıp vicdan azabı çekmiyorsan.... o da tabi Allah ile sana kalmış.

Bakın bilmiyor olabiliriz ama öğrenmek zorundayız. Özellikle hanım kardeşlerime seslenmek istiyorum sizler bir nesil yetiştiriyorsunuz bilmek zorundasınız, bilmiyorsanız araştırmak öğrenmek zorundasınız.
Ahh keşke kadınlar ne kadar kutsal bir vazifeleri olduklarını idrak etselerdi de bugün bu nesil böyle olmasaydı.
Çocukları kreşlere verip Allahı bilen biri mi onlara bakıyor yoksa  bilmeyen mi düşüncesi olmadan yaşıyoruz... Daha sonra bu çocuk neden böyle oldu diye de yakınıp duruyoruz.
Anneydi ilk mektep,anneydi ilk hoca.
Herkesin annesi donanımlı olacak ve kızına birşeyler verecek diye bişey yok yani olsa çokta güzel olurdu ama yoksa ne yapacak bu kız?
Kendi kendini eğitecek,önce Allahtan yardım isteyecek sonra okuyacak,dinleyecek, araştıracak...
Ailesine bakacak,ne doğru ne yanlış analiz edecek. Vallahi kardeşler bilmek zorundayız. Bizler Fatihlere,Musalara talip olmalıyız o şekilde çocuk yetiştirmek için gayet  vermeliyiz. Bizim en büyük hedefimiz ümmete evlat yetiştirmek olmalı.
Fakat günümüzde ne yazık ki sunumlara verilen değer dine verilmiyor. İlim öğrenmeye verilmiyor.
Bilinçli olmayan bir kadından Bilinçli bir çocuk beklemek tuhaf olacaktır zaten.
Evet zalimden Âlim,Âlimden de zalim olur biliyoruz fakat istisnalardan ziyade olanı konuşmak bizi sonuca götürecek.
Bizler çocukları uyusun diye sallayan anneler yerine bilinçlensin diye uykusuz kalan anneler olmaya talip olmalıyız.
Dert edindiğim bir mesele ve ne yazık ki bu konu her geçen gün daha da beter hale geliyor. Cinsiyet partileri de çıktı yani o akımı ilk gördüğüm de inanmamıştım fakat artık o kadar çok oldu ki çok normal bir kavram haline geldi.
Alıştırılıyoruz yavaş yavaş herşeye farkettiniz mi?
Lütfen kardeşler uyuyan değil,uyanık olan, bilinçli olan Müslümanlar olalım. Vallahi batıl durmuyor ve ilerliyor. Biz acaba bilmediğimiz kaç şeyi onlardan almışız da haberimiz yok.
Başta da dediğim gibi evli değilim,evlilik yolunda da değilim ama gerçekten artık 1 kişi bile  farketse ve geri dönse yapılan yanlıştan yeterlidir benim için.
Birbirimize çok dua edelim çünkü gerçekten öyle bir durumdayız ki helalimiz bile haram oldu.
Dua eder,dua beklerim

Sevgi ve merhamet ile kalın
SELAMETLE...

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

9 Aralık 2022 Cuma

UMUTSUZ BİR NESİL

 



ESSELAMÜN ALEYKÜM VE RAHMETULLAH

Başlığı böyle yazarken acaba ben konunun neresindeyim diye düşündüm.Evet mutsuz ve umutsuz bir nesiliz...Sadece günümüz gençleri yani diğer bir değiş ile Z kuşağı olarak söylemiyorum bunu,gencimiz de yaşlımız da hepimiz mutsuz bir nesil olarak ilerliyoruz.

Söylediğimi daha iyi anlamak için sadece tek bir kere Otobüse bindiğinde kafanı kaldır ve insanlara bak,gülmeyen yüzler ve ışığı sönen gözler göreceksin.
Aslında çok fazla şâirane konuşmakta değil amacım fakat insanları izlediğim de maalesef durum bu.Bizler neyi yitirdik acaba diye düşünüyorum,cevabı bir tane olmayan ama aslında hepsinin tek bir cevaba çıktığı bir cevap beliriyor zihin dünyamda.

"Allah'ı tanımamak"
Gençlerin zihin dünyası aslında sadece buna cevap bulsa ben inanıyorum ki bir cok sorun kendiliğinden çözülecek.
Üzülerek söylüyorum ki Ateist olan milyonlarca çocuk var dışarıda.
Bir yaratıcıya inanmıyor ki nasıl teselli bulsun.
İnanmıyor çünkü kimse aslında ona Allahı anlatamamış,daha doğrusu kimse doğru dürüst anlayamamış...
Bugün telefonun özelliklerini anlat desem 15 dakika anlatırız ama Allahı anlat deyince hepimiz öylece kalıyoruz.
- Eee canım işte bizi yarattı,ondan başka ilah yok...
Sadece bu kadar. 
Evet Elbette bunlarda doğru fakat bu kadar değil.
Hasbihal ediyorum şuanda samimi olsun diye de sana hitaben konusmak istiyorum.
Gel şimdi günahını/hatanı düşün ve onu Ailenden birine söylediğini varsay.Bazen hatalarıma bakıyorum da annem bile yüzüme vurur sırt çevirir ama Rabbim hala kulum ben seninleyim diyor.
Sahiden de hissettin mi? ne yaparsan yap yine de seni başkasına rezil etmiyor Rabbimiz.Sadece Lut kavmini helaka götüren şey bile şuanda bizde meşru olarak gösteriliyor.
Tek bir helak olma sebebi de değil üstelik...
Bir baksan etrafına,insanlara, aslında ne kadar da Rabbimiz hala bizlerle ve nasılda bizden ümidi kesmiyor.
Doğru! Rabbimiz değil,biz kendimizden ümidimizi kesmişiz.  Şükür etmeyi unuttuk,neyimiz var ki şükür edelim dimi?
Eminim bir sekilde bunu içinden saniyelik bile olsa geçirmişsindir.
Sormak istiyorum sana,sen acaba Allaha gelmeden faks mı çektin, Allahim beni burada Dünyaya getir,bu aileyle bu yerde Müslüman olarak...
Bak kardeşim,güzel kardeşim :) bugün suriyede Ya Rabbi bari bugün anneme tecavüz etmesinler diyen çocuk olabilirdin.Bugün yatacak tek yerin annen ve babanın mezarının ortasını olabilirdi.
Elin kesik ise kolu olmayana bak... 
Peygamber efendimize Hz. Ebubekir geliyor diyor ki falanca kişilerin şöyle şöyle malları var,şöyle güzel yerlerde yatıyorlar sen ki bu Aleme Rahmet olarak gönderildin senin neden yok demeye getiriyor.
Efendimiz diyor ki; Ey Ebubekir istemez misin Dünya onların Ahiret bizim olsun.
Eyy güzel çok değerli kardeşim! İstemez misin Ahiret bizim olsun.
Yapılan en büyük hatanın mutluluğu aramak olduğuna inanıyorum çünkü ömür boyu da arasan bulamayacaksın.
Huzuru bulursun elbette ama mutluluk zaten burada değil ki. Anladın dimi şimdi asıl yanlışın nerede yapıldığını.
Fani ve geçici bu Dünyaya herşeyimizi verdik. Sanki sırf bu Dünya için mi yaratılmışız ki bütün vaktimizi ona sarfediyoruz.
Günde 5 kez Rabbimin huzuruna çıkmak, kuran okuyup onunla konuşmak, abdest alıp günahlarından arınmak...
Son zamanlarda farkettiğim bir şey var,yalnızlık...
Herkesin gittiğini ve uzaklaştığını farkeder oldum ve bu beni eskiden olsa çok üzerdi fakat şimdi üzmüyor.
Allahın ona yakın olman için herkesi senden aldığını düşün... Ne guzel bir söz değil mi :) Bazen yalnızlık en büyük dost olur sana.
Ümitsiz olmaktansa kendini hesaba çekmeli ve ben nerede yanlış yapıyorum ve hatalarım neler diye düşünmelisin.  Nasuh tövbesi ile yeniden başlamalısın.
Vallahi bazen öyle şeyler oluyor ki çöküp kalmak istiyorum ama sonra diyorum ki Allah şuanda beni görüyor ve bu durumumdan haberdar,bitti...
Gerçekten bitti yani sen şimdi bunu Allaha inanmayan bir insana anlatamazsın. Ama biz inanan insanlar için bitti.
Bizim en büyük şükürsüzlüğümüz Müslüman olduğumuz halde tam anlamı ile yerine getirememek. Müslüman olarak bu Dünyadaysak diğer en önemli görevimiz bu davayı yaymak olmalı.Bizim derdimiz Allah olmalı.
Geçenlerde yabancı bi kanaldan bir ablamız bir hocaya soruyordu yani kendisi sonradan Müslüman olmuş ve ailesi Müslüman değil.
Derdi Babası... evet babası çünkü biliyor ki Müslüman olan bir sekilde cennete girecek ama inanmayan girmeycek. Bunun için dua istiyor bi taraftan da göz yaşı akıtıyor.
Anne ve babası Müslüman olarak dünyaya gelen kaç kişiyiz ve bu nimetin henüz farkında bile değiliz,sanki zaten böyle olmasi gerekiyormuş gibi bir halimiz var.
Çok sebepsiz anlamsız videoların milyonlarca izlendiğine hepimiz sahit oluyoruz ve ne anladın diye sorduğumuzda anladığını anlatamayan bir nesil halindeyiz.
Ben umutsuz değilim,bir yerlerde hala umudum var ve bir şekilde bunun için çaba sarf eden bir çok Müslüman var buna inanıyorum.
Çünkü kafirler istemese de Allah nurunu tamamlayacak. Biz isteyelim yada istemeyelim bir şekilde bu Din hak din ve kıyamete kadar var olacak... bizim burada ki amacımız bu dava uğrunda bu yolda yürüyenler ile ayni yolda olmanın cesaretini gösterip en azından Rabbimize elimiz boş gitmemek.
Son bir şey söyleyip sözlerimi bitirmek istiyorum.
Hz. İbrahim ateşe atılacağı zaman bir karınca görüyorlar ve karınca o ateşe su taşıyor. Hayal edebiliyor muyuz? Karıncaya gülüyorlar senin götürdüğün su o ateşi söndürmeye yetmez diyorlar ama karınca öyle bir cevap veriyor ki hepimizin oturup düşünmesi gerekiyor.
Evet ben de biliyorum bu su o ateşi söndürmeye yetmez ama en azından safımı belli ediyorum.
Elimden birsey gelmiyor deme en azından safını belli et,umutsuz olma ve Bismillah ile yeniden başla.

Sevgi ve merhamet ile kalın
Selametle...

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

25 Temmuz 2022 Pazartesi

BAŞIMI ALIP GİDERİM (EYÜP SULTAN)

 



ESSELAMÜN ALEYKÜM VE RAHMETULLAH..

Genel olarak İstanbul beni çok yoruyor. Kendimi şimdiden yaşlanmış gibi hissediyorum ve kalabalık beni mahvediyor :) yani sırf bu yüzden dışarıya çıkma hevesim benden ışık hızıyla kaçıyor. Köyde yaşamayı gerçekten tercih ediyorum ciddiyim yani bu konuda :))
İstanbul'u sevmiyorum derken vicdan azabı çekiyorum doğru ama yine de çok yaşanacak bir yer olduğunu düşünmüyorum. Bir önceki yayınım da bahsettiğim liziqi kankam ile aynı yerde vallahi yaşarım yani çok yüksek şeyler istediğimi düşünmüyorum. (Yazar bunu yazarken kendi bile inanmadı)
Benim şikayetlerim bitmez o yüzden İstanbul'u rahat bırakıyorum ve bana çok yakın olan Eyüp Sultan'a geçmek istiyorum :) bazen bazı güzellikleri yanımızda olduğu için farketmiyoruz ama yine de Eyüp Sultanın bizzat dibimde olması beni gerçekten çok mutlu ediyor. Bazen moralim bozuk olduğunda ben bi Eyüp Sultana namaz kılmaya gidiyorum diye çıkabilmek gerçekten büyük şükür sebebi.
Orası da çok kalabalık ama kalabalık olmayan çok güzel yerler var,mesela mezarlık.

Ben ziyaret etmeyi çok seviyorum hatta benim yakınım yok o şekilde ziyaret edebileceğim ve bu yüzden kendim niyet edip giriyorum toplu şekilde duâ ediyorum ve birinin başına oturup kendimi düşünüyorum.
Beni çok tanımadığınız için bunu söylememde bir sorun olmayacaktır. Bir kabir var ve moralim bozulduğunda oraya gidiyorum ve onunla konuşuyorum :) yine ben geldim diyorum :)) yani bir tanıdığı ile denk gelsek anlat derdini de anlasın  :)
Bu şekilde vakit geçiriyorum ve evet cevap vermiyor ama yine de kendim orada çok iyi hissediyorum,inanın ki oraya girdiğim de tüm dertlerim yani benim gözümde büyüttüğüm ne kadar derdim varsa küçücük oluyor. O kadar ki önemli olmayan meseleler aslında.
Camiye gidip hızlı namaz kılıp çıkmadım ve güzelce orada vakit geçirdim, gelene gidene baktım onları izledim.
Vallahi çok samimi söylüyorum kendinize kabir ziyareti yapacağınız birini seçin. Öyle iyi geliyor ki ve ben çoğu zaman diyorum ki yani hiç tanımadığım halde Rabbim beni buraya gönderdi ve beni vesile yaptı.
Ne sevap işledi acaba diye düşünüyorum ve daha sonra ekliyorum,acaba bana da böyle biri gelirde duâ eder mi?
Artık maalesef tanıdığımız insanlar gelmiyor ki ,tanımadığımız insanlar şurada kalsın.

Neyse işte söyleyeceklerim bu kadardı:) bir kaç tane fotoğraf çekmiştim onları da eklemek istedim.
Bana da çok Duâ edin :)

Sevgi ve merhametle kalın
Selametle...





Ailesinden izin aldım ve şu sıfata bakın ya yiycem :)




















 




O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

11 Mayıs 2022 Çarşamba

ZİNDAN HATIRALARI - ZEYNEB GAZALİ


 


ESSELAMÜN ALEYKÜM VE RAHMETULLAH...


Kitap adı: Zindan hatırları

Sayfa: 248
Yazar: Zeyneb Gazali



Alıntı: Bu kitaptan, yeryüzünün tağutlarının, Allah ve İslam düşmanlarının, Allah'ın dinine sarılıp Kur'an'ın gösterdiği istikameti yol edinenlere reva gördükleri zulüm ve işkencelerden bir kesiti, Zeynep Gazali'nin başına gelenleri dehşetle okuyacaksınız. Sırf "Rabbim Allah'tır" dediği, Allah Teala'nın gösterdiği istikamette yürüdüğü, tağutların kirli saltanatlarına teslim olmadığı için bir müslüman kadının başına gelen dehşet verici işkenceleri, tüyleriniz diken diken olarak okuyacak; İslam için nelere katlanılabileceğini göreceksiniz.


Söze nasıl başlasam da kitabın okumasına vesile olsam diye düşünüyorum. Kitabı almadan önce öylesine bir kitap ismi vermiştir diye düşündüm. Müslüman bir kadının,Allahtır benim Rabbim diyerek her hücresine bunu nakşeden ve düşmanı bile çaresiz bırakan bir Kul oldu. Bazen çok küçük bir imtihan da dahi,pes edip isyan eden bizler,okudukça ağlayacak ve utanacağız. Evet ağlayacaksınız ve ben o kadar kitap okumama rağmen hiç birinde ağlamadım ama bu kitap istisna oldu. Her bir sayfasını okurken,Allah'ım ne olur artık bitsin şu kitap dedim. Bazen bu kadar da olamaz desem de gerçek bir yaşam öyküsüydü.
Yapılan işkenceleri okurken nasıl dayandın diye diye ağladım. Bizler her zaman bu tür yaşantıları Peygamber efendimiz (S.a.v)'den ve sahabe efendilerimiz'den okuduk-duyduk. Göremesek de aslında hala yaşayan maşide hatunlar var. Kafamızı gömdüğümüz kumdan çıkarırsak göreceğimiz milyonlarca işkenceye maruz kalan Müslüman kardeşlerimize şahit olurduk. Çok uzağa bakmaya bile gerek olmadan,Doğu Türkistana baktığımız da bile orada ki bu zulüm bize yeterli olur. Valla kardeşler,Kitap hakkında ne yazarsam yazayım anlatmış olamam. Bizzat okuyup yüreğiniz ile muhasebe edebilir ve kendinizi sorgulaya bilirsiniz.
Okuyun ve okutun InsAllah...



Merhamet ve sevgi ile kalın...
Selametle.

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

25 Nisan 2022 Pazartesi

GELDİM...

 



ESSELAMÜN ALEYKÜM VE RAHMETULLAH :)


Şöyle bir baktım da 2018 yılında yazmışım en son ki yayınımı.Aradan bu kadar sene geçmiş olması beni bi tık ürkütüyor.
17/18 yaşlarında cesaret edip yazdığım yazılarımı bugün 23 yaşında yazamıyorum ne kadar da özgür düşünceli ve ne kadar da ne derler acaba kaygısı olmadan yazmışım.Yeni bir fikir edindiğim de yada bulduğum araştırdığım minicik bir bilgi de bile acaba nasıl ulaştıra bilirim düşüncesi yüreğimi kıpır kıpır ederken şimdi milyon tane soru ile kendimi kısıtlıyorum.Yeni olmayı yeniden başlamayı her zaman çok sevmişimdir.Minimalist yaşamın vücut bulmuş hali bile olabilirim :) ne yapıyorsam en sade şekliyle olmalı ya da ne yaparsam beni heyecanlandırır düşünceleri yüreğim de daima...kalabalık hiç bana göre değil.Blog yazdığım zaman yeni olmayı yeniden üretmeyi neler yaparsam birilerinin yüreğine dokunabilirim ya da kime umut olup yeniden ayağa kalkmasına vesile olabilirimin heyecanını taşıdım her zaman. Aslında blog yazarken çok farkında olmuyoruz da bence yazdıkça kendimizi de geliştiriyoruz :)
İçimde minicik bir kıvılcım vardı onu ateşleyen de sevgi ablam oldu.(kiremithanem)
Güzel Güzel konuştu:) farkında olmadığım bir çok şeyi bana açarak bazı şeylerin mantığına vardırdı:) yani sen niyetini al Rabbim bazı Güzel yürekleri sana vesile kılıyor.
Kısacası diyeceğim o ki tekrardan uzun zaman sonra buralardayım :) elimden geldiğince cesaret bulduğum tüm her şeyi burada sizinle paylaşma umudu içindeyim (yazar çok heycanlı)
Şimdilik söyleyeceklerim sanırım bundan ibaret.Kendinize çok iyi bakın ve her zaman sevgi ve merhametle kalın.

Selametle...

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp